İnsanlık tarihindeki her salgın hastalık döneminde bilimsel yöntemlerin karşı duranlar olmuştu. Oysa İspanyol Gribi gibi binlerce insanı feci şekilde öldüren salgınların sonunu da modern bilim bir uçtan bir uca geliştirilen yöntemler getirmişti. yine de her yeni salgında olduğu gibi bu yöntemlerin karşı duran, sırtını komplo teorilerine yaslayan aşı ve hap karşıtları türemişti.
BionTech ve Pfizer, Moderna, Sinovac gibi önemli hap devleri tarafından geliştirilen koronavirüs aşıları, aslında yıllardır devam eden kanser ve güya hastalıklara aleyhinde yapılan çalışmalar baştan sona bu kadar kısa sürede tamamlanabildi. mRNA tabanlı bu aşılar, çağdaş bilimin insan genetiğini anlayış konusundaki yoğun ısrarının artı bir sonucu olarak karşımıza çıktılar. Bilimin birikimli şekilde ilerlemesiyle; ola ki de tarihte ilk kez şirketlerin, ülkelerin ve uluslarüstü kurumların böylesine yoğun birlikteliğine tanık oluyoruz.
George Orwell’e atıfta bulunarak, aşı olmanın özgürlükle çeliştiğini söyleyenler oldu:
Uzmanlara göre toplumun asgari %60’nın aşı olması salgını büyük ölçüde engelleyecek. böylece aşı olmak, kişisel olduğu dek toplumsal bir tercih, oysa böylece düşünmeyenler de vardı:
Türkiye’ye 50 milyon doz gelecek Coronavac aşısının üreticisi Çinli Sinovac ekibinin Bill Gates ile çekildiği iddia edilen bu fotoğraf, komplocular kadar çoğunlukla kullanılıyor. Ama görselin resmiyeti üzerine geçerli bir kaynak bulunmuyor:
İnsanları salgın hastalıklara karşısında sürekli uyaran ve vakıfları aracılığıyla tıbbi araştırmalara yatırım yapan Bill Gates, aslında salgının en başından bu yanlamasına benzer şekilde atak aşağıda:
Aşı ile birlikte, salgında takibi kolaylaştıran HES kodu üzerinden negatif seziş yaratmak isteyenler de vardı:
HES kodu vey dünyadaki öteki güya uygulamalar ile devletlerin veya şirketlerin, toplumu meşru şekilde takibe almaları konusu tartışılıyor. Spiens’in yazarı Yuval Noah Harari, salgının birincil günlerinde bu sorunun aşı ya da bilim karşılığı ile çözülemeyeceğini belirtmişti. Kendisinin açıklamalarına aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Ayrıca yukarıdaki görselde yer bahşedilen Talidomit Faciası, modern tıbbın günümüzdeki gibi geniş imkanlara sahip olmadığı bir dönemde, 63 yıl önce yaşandı. Aşağıdaki içeriğimizden ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz:
Afiyet Bakanı’nın tüm bireylerin aşılanacağına yönelik açıklamasına itiraz edenler de vardı:
Hatta salgın dönemlerindeki aşı zorunluluğun, anayasadaki 17. maddeye ters düştüğünü bahane gösterenler de oldu:
Ama böyle bir koşul laf konusu yok. T.C. Anayasası 17. Madde’de yer alan ilgili metin “Tıbbı zorunluluklar ve kanunda yazılmış haller haricen…” ibaresi ile başlıyor ve salgına karşı aşı elde etmek, tıbbi zorunluluklar aralarında giriyor. Aynı maddenin devamında dile getirilen “…kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere emrindeki tutulamaz” açıklaması mevcut ve resmi kurumlardan tasdik bölge koronavirüs aşıları için geçerli değil, çoğuluğu Evre-3 aşamasında olan, henüz deneme edilen aşılar için geçerli.
